Doç. Dr. Kahraman Coşansu
Akut Koroner Sendrom: Nedir, Belirtileri, Tedavisi

Akut Koroner Sendrom: Nedir, Belirtileri, Tedavisi

ABD verilerine göre akut koroner sendrom her yıl yaklaşık 400.000 can kaybına neden olur. Bu durum, kalbe ani, azalmış kan akışıyla ilişkili bir dizi durumu tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Bu yazımızda, akut koroner sendrom hakkında bilmeniz gereken tüm önemli bilgileri, belirtilerini ve tedavi seçeneklerini detaylı şekilde ele alacağız.

Akut Koroner Sendrom Nedir?

Akut koroner sendrom, koroner arterlerdeki azalmış kan akışı nedeniyle kalp kasının bir kısmının düzgün çalışamaması veya ölmesi ile sonuçlanan ciddi bir klinik tablodur. Bu sendrom, kalp krizi olarak da bilinen miyokard enfarktüsü ve kararsız anjinayı içerir. Koroner arterlerde ani plak rüptürü ile ilişkili üç farklı klinik tablo bulunmaktadır:

  • Kararsız anjina (USAP)
  • ST segment yükselmesiz miyokard enfarktüsü (NSTEMI)
  • ST segment yükselmeli miyokard enfarktüsü (STEMI)

Koroner arterlerin duvarlarında ve içinde biriken yağ birikintileri (plaklar) akut koroner sendromun temel nedenidir. Bir plak yırtıldığında veya parçalandığında kan pıhtısı oluşur. Bu pıhtı kanın kalp kaslarına akışını engeller. Tıkanıklığın yeri, kan akışının bloke edildiği süre ve meydana gelen hasar miktarı akut koroner sendromun türünü belirler.

Türkiye'de yaklaşık 1.200.000 kalp hastası vardır. Yılda ise 130.000 kişinin bu nedenle öldüğü tahmin edilmektedir. Erkeklerde 44, kadınlarda ise 55 yaş civarında sık görülmektedir. Bununla birlikte, risk faktörleri arasında ailede koroner arter hastalığı öyküsü, sigara kullanımı, obezite, hareketsiz yaşam, yüksek kolesterol, diyabet ve hipertansiyon bulunmaktadır. Ayrıca daha önce kalp krizi veya anjina atağı geçirenler de risk altındadır.

Dünya Sağlık Örgütü kılavuzlarına göre, iskemik tipte göğüs ağrısı, EKG değişiklikleri ve serum kardiyak belirteçlerinde tipik yükselme gibi üç kriterden en az ikisinin varlığı ile akut koroner sendrom tanısı konulmaktadır. Sonuç olarak, akut koroner sendrom acil müdahale gerektiren tıbbi bir durumdur. Erken tanı ile tedavi hayat kurtarıcı olabilmektedir.

Belirtileri Nelerdir?

Akut koroner sendrom belirtileri aniden ortaya çıkar ve çoğu hastada şiddetli seyredebilmektedir. Göğüs ağrısı veya rahatsızlık hissi, en yaygın görülen semptomdur. Bu ağrı genellikle basınç, sıkışma veya yanma şeklinde tanımlanır ve midsternal bölgede (göğsün ortasında) hissedilmektedir.

Akut koroner sendrom belirtileri arasında göğüsten başlayıp omuzlara, kollara, üst karına, sırta, boyuna veya çeneye yayılan ağrı bulunmaktadır. Ayrıca kalp ağrısına ek olarak yoğun terleme, nefes darlığı (dispne), mide bulantısı, kusma, hazımsızlık ve baş dönmesi de sıklıkla görülmektedir. Özellikle diyaforez (ani, yoğun terleme) hastaların %80'inde, bulantı %60'ında, nefes darlığı %60'ında görülmektedir.

Ancak belirtileri yaşa, cinsiyete ve diğer tıbbi durumlara göre değişiklik gösterebilmektedir. Kadınlarda, yaşlı yetişkinlerde veya diyabet hastalarında göğüs ağrısı olmadan atipik semptomlar daha sık görülmektedir. Özellikle 70 yaş üstü hastalarda dispne (%30-40), konfüzyon/letarji (%5-20), kusma ve diyaforez (%5-10) gibi anjina eşdeğerleri görülebilmektedir.

ST segment yükselmeli miyokard enfarktüsü (STEMI) hastalarında semptomlar daha uzun süreli ve daha yoğun olabilmektedir. Bununla birlikte, hastaların %30'unda semptomlar atipiktir. Göğüs ağrısının karakteri açısından; ezici/bastırıcı ağrı (%24-30), yanıcı/hazımsızlık hissi (%20-21), keskin bıçak saplanır tarzında ağrı (%17-20) şeklinde olabilmektedir.

Akut koroner sendrom belirtileri ciddi bir tıbbi acil durumdur. Özellikle şiddetli göğüs ağrısı, kalp spazmı veya diğer semptomlar görüldüğünde derhal tıbbi yardım alınması gerekmektedir. Kan sulandırıcı bir ilaç alıp ambulans çağırarak acil servise başvurmak hayat kurtarıcı olabilmektedir.

Akut Koroner Sendrom: Nedir, Belirtileri, Tedavisi

Tanı ve Tedavi Süreci

Hızlı tanı ve tedavi, akut koroner sendrom vakalarında hayat kurtarıcı öneme sahiptir. Hastaneye başvuru sonrası ilk 10 dakika içinde 12 derivasyonlu EKG çekilmesi ve değerlendirilmesi önerilmektedir. Başlangıç EKG'si sonucu tanısal değilse ve hasta semptomlar yaşamaya devam ediyorsa, EKG'nin ilk saat içinde 15-30 dakikalık aralıklarla tekrarlanması gerekmektedir.

Tanı sürecinde en önemli biyobelirteçler troponin T ve troponin I'dır. Bu proteinler, kalp kası hasarının hassas ve spesifik göstergeleridir. Yüksek duyarlıklı kardiyak troponin (hs-cTn) testleri, semptom başlangıcından sonra genellikle 1 saat içinde yükselir ve günlerce yüksek kalabilmektedir. Troponin I için kesme noktası 1,84 ng/ml olarak hesaplanmış olup %80 duyarlılık, %90,9 özgüllük sağlar. Tanısal belirsizlik durumlarında ekokardiyografi, devam eden iskemiyi veya geçirilmiş MI'yi gösterebilmektedir.

Tedavi sürecinde ilk adım asetil salisilik asit (aspirin) uygulamasıdır. Hastaların semptomların başlamasına mümkün olduğunca yakın bir zamanda 162-325 mg aspirin alması önerilmektedir. Tek başına aspirin, mortalitede yaklaşık %25 azalma sağlar. Bununla birlikte, ST elevasyonlu miyokard enfarktüsü (STEMI) hastalarında öncelik reperfüzyondur. İlk tıbbi temastan sonraki 120 dakika içinde perkütan koroner girişim (PKG) gerçekleştirilebiliyorsa transfer sağlanmalıdır. Gerçekleştirilemediğinde ise uygun hastalara 30 dakika içinde fibrinolitik tedavi uygulanmalıdır.

STEMI hastalarında kapıdan balona PCI süresi 90 dakikadan kısa olmalıdır. Ayrıca beta-blokerler, özellikle taşikardi ve hipertansiyon bulunan hastalarda kullanılabilmektedir. Kardiyojenik şok veya sol kalp yetersizliği olan yüksek riskli hastalarda primer PTKA tercih edilmektedir. Belirtileri gösteren ancak STEMI olmayan hastalarda (NSTEMI) ilk 75 yaşın üstünde 300 mg, altında 75 mg klopidogrel önerilmektedir.

Sonuç olarak, akut koroner sendrom acil müdahale gerektiren ciddi bir kalp rahatsızlığıdır. Eğer akut koroner sendrom belirtileri hissederseniz, derhal 112'yi arayarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz. Zira bu durumda her dakika kalp kası için hayati değer taşır. Erken müdahale kalıcı hasarı önleyebilmektedir.

Sık Sorulan Sorular

En yaygın belirtileri göğüs ağrısı veya rahatsızlık hissi, nefes darlığı, terleme, mide bulantısı ve baş dönmesidir. Göğüs ağrısı genellikle basınç, sıkışma veya yanma şeklinde hissedilmekte ve omuzlara, kollara veya çeneye yayılabilmektedir.

Teşhis genellikle EKG, fizik muayene ve kan testleri ile konur. EKG, kalbin elektriksel aktivitesini kaydederek kalp krizi veya kararsız anjinayı tespit eder. Kan testlerinde özellikle troponin seviyelerine bakılmakta, bu protein kalp kası hasarının göstergesidir.

Üç ana tipe ayrılır: ST elevasyonlu miyokard enfarktüsü (STEMI), ST elevasyonsuz miyokard enfarktüsü (NSTEMI) ve kararsız anjina pektoris. Bu tipler, EKG bulgularına ve kalp kası hasarının derecesine göre belirlenmektedir.

İlk müdahalede aspirin verilmesi önemlidir. Hastalar mümkün olan en kısa sürede 162-325 mg aspirin almalıdır. Ayrıca, hemen 112'yi arayarak acil tıbbi yardım istemek hayati önem taşır. STEMI durumunda, ilk 120 dakika içinde perkütan koroner girişim yapılması hedeflenir.

Erkeklerde 44 yaş civarında, kadınlarda ise 55 yaş civarında artar. Risk faktörleri arasında aile öyküsü, sigara kullanımı, obezite, hareketsiz yaşam, yüksek kolesterol, diyabet ve hipertansiyon bulunmaktadır. Daha önce kalp krizi veya anjina atağı geçirenler de yüksek risk altındadır.

Hastalıklar, Tedavi ve Tanı için İletişime Geçiniz. İletişim

Bizi Arayın

Randevu Al

WhatsApp

Randevu Al